İKİ ÖKÜZ ARASINDA…

“Gökte bir öküz varmış, adı Pervin
Bir öküz de altındaymış yerin
Sen asıl iki öküz arasında
Tepişmesine bak eşeklerin”

Günümüzden bin yıl kadar önce yaşamış Ömer Hayyam. Matematikçi,
gökbilimci ve bilge… Gökyüzü kadar yeryüzünü, insan davranışlarını da gözlemiş. İnsanların bencilliklerini, ikiyüzlülüklerini, saçmalıkları-
nı, ahlaksızlıklarını, bilgisizlikten kaynaklanan boş inançlarını, bu inançlardan kaynaklanan kavgalarını, yobazlıklarını alaya alan dörtlük
ler (rübailer) yazmış. Yukarıya aldığım dörtlük de bunlardan biri.

Gerçekten tepişip duruyoruz çoğumuz. Getirisi de götürüsü de bizi hiç ilgilendirmeyen konularda kendimizi kar ya da zarar edenlerin yarine koyup birbirimize kıyasıya saldırıyor, hatta bir kısım holiganın yaptığı gibi işi döner bıçaklarıyla hücuma kadar götürüyoruz.

Tepişmelerimiz yalnızca stadyumlarda ve çevresinde mi? Keşke o ka-
darla kalsa… Arkadaş toplantılarında, kahvehane söyleşilerinde de elimizden geleni ardımıza koymayız. Bir şekilde kendimizden üstün gördüğümüz kimseleri küçültmek, un ufak etmek için öyle bir dediko-
du fırtınası estiririz ki ortalık toza dumana bulanır. Kimi genç kızlar kendilerinden güzel buldukları hemcinslerine atmadık çamur bırakmaz
, genç erkekler işi kestirmeden bitirmek için taşa, sopaya, bıçağa… sarılırlar.

Politikacıların tepişmeleri ise bambaşka bir alem… Rakipleriyle müca
delede onlar için ihbardan, iftiradan, komplodan, gizli ses ve görüntü kayıtlarından aşağısı kurtarmaz. Gerekirse yerli, yabancı istihbarat ör-
gütleri bu kutsal (!) mücadelede emirlerine amade. Kolay terfi peşin-
de koşuşan kimi bürokratlarsa zaten her öğün sofralarında, yanı başla-
rında, el pençe divan durmakta.

Ömer Hayyam’ın kısaca eşeklerin tepişmesine benzettiği bu birbirimi
zi boğazlama, birbirimizi kemirme, aşağılama, tüketme uğraşımızın kendimize de, saldırdığımız insanlara da yalnızca zarar verdiği, hiç kimseye hiçbir şey kazandırmadığı, üstelik toplumu sıkıntıya soktuğu herkesçe bilinen bir gerçek. Başkalarını karalamak, yıpratmak gibi yan
lış mücadele yöntemleri yerine kendimizi daha çok çalışarak, daha çok bilgilenerek geliştirmeyi, güçlenmeyi amaç edinsek, tepişmekten kur-
tulmaya çalışsak daha doğru davranmış olacağımızı sanıyorum. Siz ne dersiniz?

Bir Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.